Uzman Klinik Psikolog Hatice Büşra Kara 05333738123
DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU (DEHB)
18/10/2021
Son dönemde Türkiye’nin
sosyoekonomik seviyesinin gelişim göstermesiyle ebeveynlerin çocuklarına
gösterdikleri ilgi, dikkat ve özen de artmış bulunmaktadır. Çocukların
davranışları bilinçlenen ebeveynlerle birlikte uzmanlara danışılan bir husus
haline gelmektedir. Bu çerçevede, Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu
(DEHB) ve diğer birçok bozukluk daha sık bir şekilde karşımıza çıkmaktadır.
Daha önceden dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğunu çocukları için pozitif
bir değer olarak gören ve bozukluğa ilişkin davranışların çocukların zekâsından
ileri geldiğini düşünen ebeveynler, hâlihazırda anılan rahatsızlığı daha
yerinde ve temkinli bir şekilde değerlendirmektedir. Dikkat Eksikliği
Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), nörogelişimsel bir bozukluk olarak
tanımlanmaktadır. Çocuklukta yaygın bir şekilde görülen önemli oranda bilişsel,
ailevi, sosyal ve davranışsal zayıflığa ilişkin kalıtsal bir bozukluktur. DEHB,
sosyal ve aile hayatındaki bilişsel ve davranışsal işlevleri etkilemekte,
dikkatsizlik, hiperaktivite ve dürtüsellik belirtilerine rastlanan bir
nörogelişim bozukluğu olarak nitelenmektedir. Anılan bozukluğun temel
nitelikleri dikkat ve odaklanma sürelerinin kısa olması, çocukların
engellenmesine dönük denetim eksikliği dolayısıyla tutum ve davranışlarda
meydana çıkan kontrolsüz atak hali ve huzursuzluk olarak da ifade edilmektedir.
Günümüzde de
kullanılmakta olan DEHB belirtilerinden aşırı hareketli, odaklanma sorunu
yaşayan, öğrenme güçlükleri ve davranış bozukluklarına eski tarihlerde de belirtilmektedir.
Bu bozuklukta çocukların aşırı hareketli, dürtüsel, odaklanma ve dikkat
problemleri ile duygu durum semptomları sergilediği ve özel öğrenme güçlükleri
yaşadığı belirtilmektedir. Erkek çocukları kızlara
nispeten DEHB’den daha çok etkilenmektedir. Rahatsızlığın adı beyin
fonksiyonunda meydana gelen ufak bir işleyiş kusuru şeklindeki Minimal Beyin
Disfonksiyonu olarak belirlenmektedir. Dünya Sağlık Örgütü’nün
sınıflandırma sistemi olan Hastalıkların Uluslararası Sınıflandırılması ICD-10
(International Classification of Diseases) çalışmasında hiperkinetik bozukluk
olarak nitelenen DEHB, “Bu grup bozukluklar, erken başlayan, aşırı faal,
dürtüsellik ve bir işe ilgiyi sürdürmede göze çarpan zayıf davranış ayarı ve bu
davranışsal özelliklerin yaygın olmayan bir durum sergilemesi ve zaman için de
devamlılığının olduğu bozukluklar” olarak nitelenmektedir. Odaklanamama ve dikkatin
toparlanmasında güçlük ile kolaylıkla dağılabilmesi, oyuncaklarını ve
eşyalarını kaybetme ve düzensizlik gibi semptomlar dikkat probleminin
bulunduğunu ortaya koymaktadır. Dikkat eksikliği
probleminin özellikleri şöyle sıralanmaktadır: - Detaylara dikkat
hususunda genellikle başarısızdır. Okul, iş veya farklı faaliyetlerde dikkatsizlikleri
nedeniyle hatalar yapar. - Verilen görevlerde ve
oyunlarda genellikle dikkatini toplamakta ve devam ettirmekte zorluk yaşar. - Kendisiyle direkt
olarak konuşulduğunda genellikle dinlemez görülür. - Oyun, iş vs.
konusundaki talimatları genellikle baştan sona takip etmez. - Görevler ya da
faaliyetleri düzenlemekte genellikle güçlük çeker. - Okul ya da ev ödevleri
gibi uzun süre ve bilişsel emek gerektiren görevlerden genellikle hoşlanmaz,
yaparsa da gönülsüzce yapar. - Görevleri ya da
etkinlikleri için gereken oyuncak, okul ödevi, kalem, kitap vb. araçları
genellikle kaybeder. - Harici uyaranlar
genelde kolaylıkla dikkatini dağıtır. - Günlük faaliyetlerinde
genellikle unutkandır. DEHB teşhisi konulmuş
çocuklar yaşıtlarıyla kıyaslandığında daha hareketli olmaktadır. Çocukların bu
hareketlilikleri okul arkadaşlarıyla, ailede kardeşleri ve ebeveynleriyle
problem yaratabilmektedir. Çocukların davranışları, aşırı hareketlilik, sabit
duramama, sürekli hareket halinde olma, huzursuzluk ve her daim acelesi varmış
gibi hareket etme biçiminde kendisini göstermektedir. Bu aşırı hareketlilik ve
huzursuzluk çocuklar oturtulmak istendiğinde daha da artmaktadır. DEHB tanısı almış
çocukların normal çocuk gelişim seviyesine uymayacak kadar hiperaktif oldukları
gözlemlenmektedir. Okul öncesi dönemdeki belirtileri çoğunlukla eşya ve mobilyaların
üzerinden atlama, sakince oyun oynayamama, evde sürekli koşma şeklinde
gerçekleşmektedir. Okul döneminde ise söz konusu belirtiler azalmakla beraber,
sınıfta oturamama, sıra beklemekte zorlanma ve sıklıkla ayağa kalkma şeklinde
ortaya çıkabilmektedir. Ellerinde devamlı bir şeylerle oynayan, ellerini ve
ayaklarını sallayan DEHB tanısı almış çocuklar, çok konuşmakta, sınıf
ortamındaki aktiviteler esnasında sesler çıkarmak suretiyle dikkat
çekebilmektedirler. Hiperaktivite kriterinin
özellikleri şöyle sıralanmaktadır: - Sık sık eller veya
ayaklarla kıpır kıpırdır veya koltukta kıvranır. - Genellikle sınıfta veya
oturarak kalmanın beklendiği diğer durumlarda oturduğu yerden ayrılır. - Uygunsuz durumlarda
sıklıkla koşar veya aşırı tırmanır (ergenlerde veya yetişkinlerde, öznel
huzursuzluk duygularıyla sınırlı olabilir). - Genellikle boş zaman
faaliyetleri sırasında sessizce oynamakta veya bunlara girmekte güçlük çeker. - Genellikle “hareket
halindeyken” veya “bir motorla sürülüyormuş gibi” davranır. - Genellikle aşırı
konuşur. DEHB teşhisi konulmuş
çocuklar dürtüsellik bağlamında, davranışı kontrol etmede güçlük, taleplerini
anında isteme, acelecilik ve düşünmeden hareket etme gibi davranışlar
sergilemektedir. Çocuklar başkalarını rahatsız edebilmekte, laf arasına
girebilmekte veya zararlı davranışlarda bulunabilmektedir. Sabır ve düzen
gerektiren etkinliklerde zorlanan çocuğun dürtüselliği, diğer çocuklarca itinasız,
sorumsuz ve kaba olarak tanımlanabilmektedir. Dürtüsellik ayrıca, çocukların
kendilerine ve çevresindekilere zarar vermelerine, kazalara neden
olabilmektedir. Dürtüsellik kriterinin
özellikleri ise şöyle sıralanmaktadır: - Genellikle sorular
tamamlanmadan cevapları bulanıklaştırır. - Genellikle dönüşü
beklemekte güçlük çeker. - Sık sık başkalarını
rahatsız eder veya sohbetlere veya oyunlara izinsiz girer. KAYNAKÇA Barkley, R.A. (2006). Primary symptoms,
diagnostic criteria, prevelance, and gender differences. In R.A. Barkley (Ed.),
Attention-deficit hyperactivity disorder. A handbook for diagnosis and
treatment. New York: The Guildford Press. Deault, L.C. (2010). A Systematic Review
of Parenting in Relation to the Development of Comorbidities and Functional
Impairments in Children with AttentionDeficit/Hyperactivity Disorder (ADHD).
Child Psyshiatry Hum Dev 41, 168-192. The ICD-10 Classification of Mental and
Behavioural Disorders. World Health Organization, http://www.who.int/classifications/icd/en/bluebook.pdf,
p: 206-207, (Erişim: 28.11.2020) Waite, R. ve Ramsay, J.R. (2010). Adults
With ADHD: Who Are We Missing Mental Health Nursing. 31, 670-678. Uzman
Klinik Psikolog Hatice Büşra KARA busra.kara@icloud.com |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
DEPRESİF GENÇLER VE DEPRESİF EBEVEYNLER - 01/02/2024 |
Depresif gençler ve depresif ebeveynler, günümüzde sıkça karşılaşılan bir sorundur. Depresyon, hem gençlerin hem de ebeveynlerin yaşam kalitesini, sağlığını ve ilişkilerini olumsuz etkileyebilen ciddi bir ruh sağlığı bozukluğudur. |
OKUL ÖNCESİ DÖNEMİ ÇOCUKLARA CİNSEL EĞİTİM - 25/04/2022 |
Çocukların kendi fiziksel özellikleri hakkında bilgi vermek, karşı cinsten hangi açılardan farklı olduğunu aktarmak, iyi ve kötü dokunuşları ayırt edebilmesini öğretmek gerekir. |
HAYIR DİYEMEMEK NASIL İLETİŞİM VE İLİŞKİ SORUNLARI YARATIR? - 25/03/2022 |
Bir insan karşısındaki kişiye hayır diyemiyorsa öncelikle neden hayır diyemediğini bulması gerekmektedir. Bu durumda ya bir beklenti vardır ya da o kişiyle ilgili korkup kaygılanılan bir şey vardır. |
BİLİŞSEL ÇARPITMALAR - 21/01/2022 |
Bilişsel çarpıtmalar, bireyin duygularını ve bununla bağlantılı fizyolojik ve davranışsal tepkilerini etkileyen, herhangi bir durum değil, o duruma ilişkin kişinin yaptığı yorumlardır. |
EBEVEYN TUTUMLARI - 24/11/2021 |
Ebeveynliğin biyolojik yönü doğrudan çocuğun genetik özelliklerinin temel belirleyeni olarak ifade edilebilirken, bakıcılık anlamındaki ebeveynlik çocuğun gelişimini ve deneyimlerini şekillendirmeyi nitelemektedir. |
KARANTİNA SÜRECİ DÜŞÜNCELER - 11/08/2021 |
Korona testimin pozitif çıkmasından sonra geçirdiğim ve hala geçirmekte olduğum karantina sürecinde aklımdan geçirdiğim birtakım düşünceleri sizlere de aktarmak istedim. |
EGO KİMLİK SÜRECİ - 12/07/2021 |
Kimlik; bireyin kendini yaşayışı yani birey olarak benzersiz ve kendine özgü bir tarz içinde var olması ve bu tarzın süreklilik göstermesidir. Kendiliğinden ve doğal olarak oluşan temel belirli yaşantılarımızın birleşimi kimlik duygusunu oluşturmakta |
EVLİLİKTE PROBLEM ÇÖZME - 21/06/2021 |
Evliliğin, kimi zaman duygusal rahatsızlıklara, gerilim ve çatışmalara da yol açtığı bilinmektedir. İşte tam da bu noktada sorunlar, gerilim ve çatışmalara karşı uyum için eşlerin problem çözme becerilerinin devreye girmesi gerekmektedir. |
YETİŞKİNLİĞE GEÇİŞ - 30/05/2021 |
Yetişkinliğe geçiş; çeşitli disiplinlerce, kültürden kültüre, zamana ve kişiden kişiye farklı bir şekilde tanımlansa da literatür incelendiğinde bu döneme denk gelen yaşın genel olarak 18-25 yaş aralığı olarak değerlendirildiği görülmektedir. |
Devamı |