Uzman Klinik Psikolog Hatice Büşra Kara 05333738123
EBEVEYN TUTUMLARI
24/11/2021
Ebeveynlik bir insanın
diğer bir insana gelişimini ve büyümesini optimum düzeyde sürdürebileceği
ortamı sağlama yetisi olarak tanımlanmaktadır. Ebeveynlerin çocukları her
anlamda yarattıkları öne sürülebilmektedir. Ebeveynliğin biyolojik yönü
doğrudan çocuğun genetik özelliklerinin temel belirleyeni olarak ifade
edilebilirken, bakıcılık anlamındaki ebeveynlik çocuğun gelişimini ve
deneyimlerini şekillendirmeyi nitelemektedir. Ebeveynliğin davranışsal
kategorileri yedi başlık altında toplanmıştır: Besleme; duygusal açıdan
ilgi gösterme ve yakınlık davranışıdır. Disiplin; ebeveynlerin
çocuğun davranışının uygun olup olmamasına dönük tepkilerini içermektedir.
Ebeveynlerin sergilediği disiplin ebeveynlerin inançlarına, yetiştirilme
tarzları, kültüre ve çocuğun yaşı ve cinsiyetine göre değişiklik
gösterebilmektedir. Öğretim, belirli bilgi ve
becerileri didaktik stratejiler yoluyla aktarılması sürecini içermektedir. Dil, çocukta dil
kullanımına ve kendini ifade etmeye dönük davranışların ebeveynler tarafından
aktarılmasıdır. Ebeveynler çocuklara ne kadar çok soru sorar ve iletişim
kurarsa çocuğun dilsel gelişimi o denli güçlü olmaktadır. Materyaller, çocuğun
yaşam alanında bulunan ve çocuğu bilişsel ve lengüistik açıdan uyaran
materyalleri kapsamaktadır. Dil ve öğretim ile de ilgilidir. Evdeki kitap
sayısı, eğitsel oyuncaklar, çizim materyalleri vb. çocuğun çok yönlü gelişimi
için belirleyicidir. İzleme, çocuğun
gelişimini ve davranış setlerini izleme ve göz önünde tutma davranışıdır.
Örneğin, odada yalnız oynayan bir çocuğun davranışlarını periyodik olarak
kontrol eden ebeveyn izleme yapıyor denilebilmektedir. Yönetim, zaman
planlaması, planlanan etkinlikleri tamamlama, yaşam alanının düzenlenmesi gibi
süreçleri içermektedir. Söz konusu rutinlerin çocuk tarafından
içselleştirilmesi zaman içinde çocukta bir kurallar bütününü oluşturmaktadır. Ebeveyn Tutumları Otoriter Ebeveynlik Çocukların eylemlerini ve
davranışlarını yüksek otorite içeren bir dizi standart yaklaşım aracılığıyla
şekillendirmeye, kontrol etmeye ve değerlendirmeye dönük ebeveynlik biçimidir.
Bu standartlar genellikle katı ve yüksek otorite içeren davranış setlerini içermektedir.
Otoriter tutuma sahip ebeveynler, belirledikleri kurallara çocukları tarafından
sorgulanmaksızın uyulmasını beklemektedirler. Bu tip ebeveynler çocuğun
davranışları kendi doğrularıyla çatışma içerisinde girdiğinde ceza verme
davranışını göstermektedirler. Demokratik Ebeveynlik Demokratik ebeveynlik
çocuğun bağımsız bir kişilik geliştirebilmesini, düşüncelerini rahatlıkla ifade
edebilmesini ve ebeveynlerden ayrı bir kişi olduğunu kabullenmek, özendirmek
olarak tanımlanmaktadır. Bu tutuma sahip ebeveynler bir yandan çocuklarından
olgun davranışlar beklerlerken öte yandan toplumsal kurallara uymalarını da
istemektedirler. Çocuklarının düşüncelerini dinlemekte, alınacak kararlarda
onların görüşlerine önem vermekte ve duygularını özgürce ifade etmesine izin
vermektedirler. Olumsuz davranışları cezalandırma yoluna gitmek yerine çocukla
davranışının nedenleri hakkında konuşmayı tercih etmektedirler. Çocuğun
bağımsızlığını ve bireyselleşmesini özendiren bir tutuma sahiptirler. İzin Verici Ebeveynlik İzin verici ebeveynlik,
çocuğun isteklerine ve eylemlerine karşı cezalandırıcı olmayan, kabullenici ve
olumlu bir tutum sergilemeyi nitelemektedir. Karar alma sürecinde çocuğa danışmakta
ve aile kuralları hakkında açıklamalar yapmaktadırlar. Ev işlerine katılımı ve
düzenli davranmayı az miktarda teşvik etmektedirler. Kendilerini çocukların
isteklerini yerine getirecek bir kaynak olarak sunmakta ve çocukların şimdiki
gelecekteki davranışlarını şekillendirmeye çalışmamaktadırlar. Çocuğun kendi
eylemlerini belirlemesini onaylamakta, kontrol davranışından kaçınmakta ve
çocuğu dışsal olarak belirlenmiş standartlara uyması için cesaretlendirmemektedirler. Erken Dönem Yaşantılar Çocuğun içinde yetiştiği
aile ortamının dinamikleri çocuğun dünyaya ve çevreye dair neredeyse tüm
yaşantılarının temelini oluşturmaktadır. Travma veya mağduriyet içeren
yaşantılarda ise çocuklar güvensizlik, istismar, utanç, savunmasızlık gibi
düşüncelere kapılabilmektedirler. Çocuğa fazla ancak ölçülü düzeyde olumlu
yaşantı sunmak şemaların sağlıklı bir biçimde gelişmesini sağlamaktadır. Seçici
içselleştirme ise çocuğun ebeveynlerin düşüncelerini, duygularını,
deneyimlerini ve davranışlarını içselleştirdikleri yaşantıları kapsamaktadır. Çocuk Mizacı Farklı mizaç özellikleri
çocukları farklı yaşam koşullarına maruz bırakabilmektedir. Örneğin, agresif
mizaç özellikleri taşıyan bir çocuğun şiddete eğilimli bir ebeveynden fiziksel
incitmeye maruz kalması sakin mizaçlı bir çocuğa göre daha olası olmaktadır.
Aynı ebeveynlik türlerine maruz kalan çocuklar mizaçları doğrultusunda farklı
yaşantıları deneyimleyebilmektedirler. Örneğin, anneleri tarafından reddedilen
biri utangaç diğeri sosyal mizaç özellikleri taşıyan iki çocuktan utangaç olan
dünyadan kendini soyutlama ve anneye daha fazla bağlanma davranışı
sergileyebilirken diğeri farklı kişilerle daha pozitif ilişkiler kurmaya
girişebilmektedir. Algılanan Ebeveynlik
Biçimi ve Ebeveyn Tutumu Agresif tutum sergileyen
büyük ebeveynlerin çocuklarının sert ebeveyn tutumlarını yordadığı
bilinmektedir. Anneler algılanan ebeveynlik biçimlerini ebeveyn tutumlarına
aktarırken babalara kıyasla daha yoğun içselleştirmeye sahip olmaktadır. Erken çocuklukta agresif
davranışlar sergileyen bireylerin 30 yaşına geldiklerinde saldırganlık
düzeyleri artabilmekte ve bu aktarımda ailenin ve ebeveynlerinin tutumlarının
etkisi olabilmektedir. Bu davranışlar erkekler tarafından daha fazla içselleştirilmektedir. Büyük ebeveynlerin
sergiledikleri sert ebeveynliğin çocuklarının kendi çocuklarına karşı
sergiledikleri sert tutumla ilişkili olmaktadır. Sert ebeveynliğe maruz kalan
çocuklar kendi çocuklarına karşı aynı tutumu sergilemektedirler. Ebeveyn Tutumu ve Çocuk
Yaşı Annelerin çocuklarına
dönük davranışlarını anlamlı ve tutarlı bir şekilde yıldan yıla değişiklik
göstermektedir. Zor mizaç sahibi çocuk annelerinin tutumları da zaman içinde
kontrolcü ebeveynlik biçiminde seyretmektedir. Ebeveynlerin, çocuklarına 2
yaşında sergiledikleri ebeveyn tutumları 4 yaşında az da olsa değişiklik göstermektedir.
Ebeveyn Tutumları ve
Çocuk Cinsiyeti Ebeveynlerin, kız
çocuklarına karşı sergiledikleri demokratik ebeveynlik erkek çocuklara
sergilenen ebeveynlikten anlamlı derecede daha fazladır. Kız çocuğuna sahip
ebeveynlerin erkek çocuk ebeveynlerine oranla daha demokratik ebeveynlik
sergilemektedirler. Annelerin sinirli bir şekilde ağlayan kız çocuklarına erkek
çocuklara nazaran daha duyarlı ebeveynlik tutumu sergilemektedirler. Demokratik ebeveynlik
tutumuna sahip ebeveynler bir yandan çocuklarından olgun davranışlar beklemekte
öte yandan toplumsal kurallara uymalarını da istemektedirler. Toplumumuzda kız
çocuklarının erkek çocuklara nazaran korumasız ve kontrole muhtaç olduğu
algısının varlığı göz önüne katıldığında kız çocuk sahibi ebeveynlerin erkek
çocuk ebeveynlerine kıyasla anlamlı derecede daha demokratik ebeveynlik tutumu
sergilemelerinin bu tutumun toplumsal kuralları benimsetme çabasıyla ilişkili
olduğu söylenebilmektedir. Ebeveyn Tutumları ve
Çocuk Sayısı 3 ve daha fazla çocuğa
sahip annelerin daha az çocuğu olan annelere kıyasla daha aşırı koruyucu
ebeveynlik tutumuna ve katı/sert disiplin yaklaşımına sahip olmaktadırlar. Çocuk
sayısının artmasıyla birlikte annenin bakım, ilgilenme ve sevgi gibi
özelliklerinde bölünme yaşanabileceği ve bu durumun çocukların davranışlarına
dönük sabrı azaltabileceği bilinmektedir. 3-6 yaş arası çocuklarda
sıcakkanlılık, ritmiklik mizaç özellikleri arttıkça, annelerin ebeveyn tutumu
da daha demokratik olmaktadır. 3-6 yaş arası çocuklarda tepkisel mizaç
özellikleri arttıkça, annelerin ebeveyn tutumu daha aşırı koruyucu olmaktadır. Çocukların sıcakkanlılık
mizaç özellikleri yaşlarına göre farklılık göstermektedir. 5-6 yaş arası
çocuklar, 3-4 yaş arası çocuklara göre daha fazla sıcakkanlı mizaç özelliğine
sahip olmaktadırlar. 3-6 yaş arası çocuk sahibi
annelerin sergiledikleri demokratik ebeveynlik tutumu çocuklarının cinsiyetine
göre farklılık göstermektedir. Kız çocuklarına, erkek çocuklarınaa göre daha
fazla demokratik ebeveynlik tutumu sergilenmektedir. KAYNAKÇA Baumrind, D. (1971). Current patterns of
parental authority. Developmental Psychology Monograph, Part 2, 4(1), 1–103. Bornstein, M. H., & Cheah, C. S.
(2006). The place of “culture and parenting” in the ecological contextual
perspective on developmental science. Parenting beliefs, behaviors, and
parent-child relations: A cross-cultural perspective, 3- 33. Brooks-Gunn, J., & Markman, L. B.
(2005). The contribution of parenting to ethnic and racial gaps in school
readiness. The future of children, 139-168. Conger, R. D., Schofield, T. J., Neppl, T.
K., & Merrick, M. T. (2013). Disrupting intergenerational continuity in
harsh and abusive parenting: The importance of a nurturing relationship with a
romantic partner. Journal of Adolescent Health, 53(4), S11-S17. Hughes, S. O., Power, T. G., Fisher, J.
O., Mueller, S., & Nicklas, T. A. (2005). Revisiting a neglected construct:
parenting styles in a child-feeding context. Appetite, 44(1), 83-92. Pressler, J. L. (1990) Promoting
attachment. In: Nursing Interventions for Infants and Children (eds M. Craft
& J. Denehy), pp. 4–17. W.B. Saunders, Philadelphia, PA, USA. Simons, R. L., Whitbeck, L. B., Conger, R.
D., & Wu, C. I. (1991). Intergenerational transmission of harsh parenting.
Developmental psychology, 27(1), 159. Uzman Klinik
Psikolog Hatice Büşra KARA busra.kara@icloud.com |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
DEPRESİF GENÇLER VE DEPRESİF EBEVEYNLER - 01/02/2024 |
Depresif gençler ve depresif ebeveynler, günümüzde sıkça karşılaşılan bir sorundur. Depresyon, hem gençlerin hem de ebeveynlerin yaşam kalitesini, sağlığını ve ilişkilerini olumsuz etkileyebilen ciddi bir ruh sağlığı bozukluğudur. |
OKUL ÖNCESİ DÖNEMİ ÇOCUKLARA CİNSEL EĞİTİM - 25/04/2022 |
Çocukların kendi fiziksel özellikleri hakkında bilgi vermek, karşı cinsten hangi açılardan farklı olduğunu aktarmak, iyi ve kötü dokunuşları ayırt edebilmesini öğretmek gerekir. |
HAYIR DİYEMEMEK NASIL İLETİŞİM VE İLİŞKİ SORUNLARI YARATIR? - 25/03/2022 |
Bir insan karşısındaki kişiye hayır diyemiyorsa öncelikle neden hayır diyemediğini bulması gerekmektedir. Bu durumda ya bir beklenti vardır ya da o kişiyle ilgili korkup kaygılanılan bir şey vardır. |
BİLİŞSEL ÇARPITMALAR - 21/01/2022 |
Bilişsel çarpıtmalar, bireyin duygularını ve bununla bağlantılı fizyolojik ve davranışsal tepkilerini etkileyen, herhangi bir durum değil, o duruma ilişkin kişinin yaptığı yorumlardır. |
DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU (DEHB) - 18/10/2021 |
Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), nörogelişimsel bir bozukluk olarak tanımlanmaktadır. Çocuklukta yaygın bir şekilde görülen önemli oranda bilişsel, ailevi, sosyal ve davranışsal zayıflığa ilişkin kalıtsal bir bozukluktur. |
KARANTİNA SÜRECİ DÜŞÜNCELER - 11/08/2021 |
Korona testimin pozitif çıkmasından sonra geçirdiğim ve hala geçirmekte olduğum karantina sürecinde aklımdan geçirdiğim birtakım düşünceleri sizlere de aktarmak istedim. |
EGO KİMLİK SÜRECİ - 12/07/2021 |
Kimlik; bireyin kendini yaşayışı yani birey olarak benzersiz ve kendine özgü bir tarz içinde var olması ve bu tarzın süreklilik göstermesidir. Kendiliğinden ve doğal olarak oluşan temel belirli yaşantılarımızın birleşimi kimlik duygusunu oluşturmakta |
EVLİLİKTE PROBLEM ÇÖZME - 21/06/2021 |
Evliliğin, kimi zaman duygusal rahatsızlıklara, gerilim ve çatışmalara da yol açtığı bilinmektedir. İşte tam da bu noktada sorunlar, gerilim ve çatışmalara karşı uyum için eşlerin problem çözme becerilerinin devreye girmesi gerekmektedir. |
YETİŞKİNLİĞE GEÇİŞ - 30/05/2021 |
Yetişkinliğe geçiş; çeşitli disiplinlerce, kültürden kültüre, zamana ve kişiden kişiye farklı bir şekilde tanımlansa da literatür incelendiğinde bu döneme denk gelen yaşın genel olarak 18-25 yaş aralığı olarak değerlendirildiği görülmektedir. |
Devamı |