Uzman Klinik Psikolog Hatice Büşra Kara 05333738123
OKUL ÖNCESİ DÖNEMİ ÇOCUKLARA CİNSEL EĞİTİM
25/04/2022
Çocukların kendi fiziksel özellikleri
hakkında bilgi vermek, karşı cinsten hangi açılardan farklı olduğunu aktarmak, iyi
ve kötü dokunuşları ayırt edebilmesini öğretmek gerekir. Beden Tanıma: Çocuklara cinsel
organlarının ve işlevlerinin isimlerinin doğru bir şekilde öğretilmesi
önemlidir. Örneğin; ‘vajina’, ‘penis’ kelimelerini bilmelidirler. Bunların çiş
yapmak ve dışkı çıkartmak için kullanıldığını bilmelidirler. Kız ve erkeklerin
cinsel organları birbirine benzemez, bu nedenle farklı şekilde çiş yaparlar. “Anne kardeşim senin karnına nasıl girdi?”, “Bebek nasıl
olur?”, 5 yaşından küçük bir çocuk soruyorsa: Bebek bir tohumdan gelir, bu
tohum anne karnındaki özel cepte büyür, bebeğin organları annenin karnının
dışında yaşayacak kadar geliştiği zaman da vajina dediğimiz özel delikten
dışarı çıkarılır. Çocuk bu soruyla bebeğin nereden geldiğini bilmek
ister. Çocuğun bilmek istediği şeyi doğru anlamak gerekir. “Bebek olması
istendiği zaman annelerde olan yumurtalar, babalarda olan yumurtalarla
birleşir. Annenin içinde adına rahim (uterus) dediğimiz yerde büyümeye
başlarlar. Bu uzun sürer. Bebek orada büyürken güvendedir. Sonra zamanı
geldiğinde, büyümesi bittiğinde doktorların yardımı ile bebek vajinadan dışarı
çıkar.” Çocuğunuzu cinsel istismara karşı
nasıl uyaracaksınız? Çocuğunuz, eğer birinin ona
dokunmasını istemiyorsa, bunu açıkça söylemeli ve dokunulmaktan hoşlanmayan
birine saygı duymayı öğrenmelidir. Çocuğunuza birinin ona sarılmasını
istediğinde, bunu söyleyebilmeyi de öğretmelisiniz. Ancak iyi dokunuşla kötü
dokunuşu ayırt etmeyi ve eğer kötü bir dokunuş karşısında, karşısındakini
durdurmakta güçlük yaşıyorsa mutlaka bir büyüğüne söylemesi gerektiğini
bilmelidir. Çocuğu korkutmadan bilgi vermek gerekir. Yaş büyüdükçe ve gelişen
teknoloji nedeni ile istismarcıların internet yolu ile çocuğunuza
ulaşabileceklerini unutmamakta yarar vardır. Dikkat edilmesi gereken, çocuğa
gereğinden fazla ya da az bilgi vermemektir. Televizyonda gördüğü cinselliğe
ilişkin görüntülerden de etkilenir. Bunu şiddet olarak algılar, cinselliğe
ilişkin yanlış kavramlara sahip olurlar. Anne-babalar, çocukların cinsellikle
ilgili bilgileri yaşıtlarından, yayınlardan, çevreden öğrenmelerine fırsat
tanımadan onlara sağlıklı bilgi ya da bilgi kaynakları sunmalıdır. Böylece
korkmadan, cinselliğe ilişkin yanlış bilgilerle donanamadan sağlıklı cinsel
gelişim göstereceklerdir. Sık duyulan konuşmalardan biri kız
çocukların babalarına, erkek çocukların da annelerine “Büyüyünce seninle
evleneceğim.” demesidir. Buna en uygun yanıt “Biliyorum beni çok seviyorsun,
ben de seni çok seviyorum, ama çocuklarla anne ve babalar evlenmezler,
büyüdüğünde sende biriyle evlenebilirsin.” Bu soruya “terbiyesiz bir daha
duymayayım” ya da “tabi canım evleniriz” şeklinde yanıt verilmemeli. Çocuğun
kuralları yanlış öğrenmesine ve gelişiminde kargaşaya neden olur. Cinselliği Fark
Etmek Bir yandan kendi bedenini inceleyen
çocuk, diğer yandan da karşı cinsin farklılığını anlamaya çalışır. Çocuklarda
bu merakı gidermek için anne baba gibi rollerin olduğu evcilik doktorculuk vb.
oyunları oynama gibi davranışlar görülebilir. Doktorculuk, evcilik gibi
oyunlarda oyun arkadaşının bedenini incelemeye çalışabilir. Doktorculuk
oynarken diğer çocuğun üstünü çıkarmasını isteyebilir, vücuduna dokunabilir ya
da televizyon vb. yerlerde gördüğü şeyleri denemek isteyebilir. Bu
davranışların merak nedeniyle yapıldığı, çocukların yetişkin gibi düşünmedikleri
unutulmamalıdır. Çocuğun bu davranışı korkunç olarak algılanmamalıdır. Erkek çocuklar kız çocukların
niçin penisi olmadığını anlamaya çalışır. Kız çocuklarının penisini kaybetmiş
olduğunu düşünen erkek çocuklarının aksine, kız çocuklar büyüdüklerinde
penisleri olacağını umut ederler. Penisini kaybedeceğinden korkan erkek çocuk,
bir yandan babaya benzemeye çalışmakta, bir yandan anneye hayran olduğu için
babası tarafından cezalandırılacağından korkmaktadır. Bu durumda sağlıklı
ilişkiler kurmak gerekir. Babayla ilişkiler sağlıklı olursa, çocuk penisi
kaybetme korkusu yaşamaz ve “baba gibi” olmaya çalışarak sağlıklı bir şekilde
özdeşimini ve cinsel kimliğini tamamlar. Benzer şekilde kız çocuk da anneyle
sağlıklı bir ilişki kurarsa gelişimi sağlıklı olur, penis beklentisi sona erer.
Bu dönemde erkek çocukların sık sık pipilerini ellemeleri, onu kontrol
etmelerinden kaynaklanır. Okul öncesi dönemde cinsel
istismardan korunma eğitimi verilirken dikkat edilmesi gereken hususlar: • Çocuklara özel bölgeleri anatomik
isimleriyle (vulva/penis, meme gibi) öğretilmelidir. • Özel bölgelerine bir yabancının ya
da tanıdık birinin dokunamayacağı öğretilmelidir. Doktorun bile sadece annesi
ya da babası yanındayken özel bölgelerine dokunabileceği söylenmelidir. • Anne ya da babanın bilgisi olmadan
bir yabancıyla ya da tanıdık biriyle bir yere gidilmemesi gerektiği
anlatılmalıdır. • Çocuğun bedenine izinsiz
dokunulmaması gerektiği anlatılmalıdır. Sarılmak ya da öpmek için çocuktan izin
istenmelidir. Eğer izin vermiyorsa zorlanmamalıdır. • Çocuklara hangi durumlarda “hayır”
demesi gerektiği öğretilmelidir. • İyi dokunuş ve kötü dokunuşlar
öğretilmelidir (Özel bölgelerine dokunulması kötü dokunuştur. Ailenin,
arkadaşlarının sarılması, yanağından öpmesi iyi dokunuştur.). • İyi sır ve kötü sır öğretilmelidir.
Cinsel istismara uğrayan çocuklara bunun bir sır olduğu söylenmektedir. Her ne
olursa olsun birinin özel bölgesine dokunmak istediğinde ya da dokunduğunda
bağırması/çığlık atması, oradan güvenli bir yere uzaklaşması ve güvendiği
yetişkinlere olayı anlatması gerektiği söylenmelidir (Özel bölgeye dokunulması
ve bunun saklanması kötü bir sırdır. Doğum günü için sürpriz bir kutlama yapmak
iyi bir sırdır.) Uzman
Klinik Psikolog Hatice Büşra KARA busra.kara@icloud.com |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
DEPRESİF GENÇLER VE DEPRESİF EBEVEYNLER - 01/02/2024 |
Depresif gençler ve depresif ebeveynler, günümüzde sıkça karşılaşılan bir sorundur. Depresyon, hem gençlerin hem de ebeveynlerin yaşam kalitesini, sağlığını ve ilişkilerini olumsuz etkileyebilen ciddi bir ruh sağlığı bozukluğudur. |
HAYIR DİYEMEMEK NASIL İLETİŞİM VE İLİŞKİ SORUNLARI YARATIR? - 25/03/2022 |
Bir insan karşısındaki kişiye hayır diyemiyorsa öncelikle neden hayır diyemediğini bulması gerekmektedir. Bu durumda ya bir beklenti vardır ya da o kişiyle ilgili korkup kaygılanılan bir şey vardır. |
BİLİŞSEL ÇARPITMALAR - 21/01/2022 |
Bilişsel çarpıtmalar, bireyin duygularını ve bununla bağlantılı fizyolojik ve davranışsal tepkilerini etkileyen, herhangi bir durum değil, o duruma ilişkin kişinin yaptığı yorumlardır. |
EBEVEYN TUTUMLARI - 24/11/2021 |
Ebeveynliğin biyolojik yönü doğrudan çocuğun genetik özelliklerinin temel belirleyeni olarak ifade edilebilirken, bakıcılık anlamındaki ebeveynlik çocuğun gelişimini ve deneyimlerini şekillendirmeyi nitelemektedir. |
DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU (DEHB) - 18/10/2021 |
Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), nörogelişimsel bir bozukluk olarak tanımlanmaktadır. Çocuklukta yaygın bir şekilde görülen önemli oranda bilişsel, ailevi, sosyal ve davranışsal zayıflığa ilişkin kalıtsal bir bozukluktur. |
KARANTİNA SÜRECİ DÜŞÜNCELER - 11/08/2021 |
Korona testimin pozitif çıkmasından sonra geçirdiğim ve hala geçirmekte olduğum karantina sürecinde aklımdan geçirdiğim birtakım düşünceleri sizlere de aktarmak istedim. |
EGO KİMLİK SÜRECİ - 12/07/2021 |
Kimlik; bireyin kendini yaşayışı yani birey olarak benzersiz ve kendine özgü bir tarz içinde var olması ve bu tarzın süreklilik göstermesidir. Kendiliğinden ve doğal olarak oluşan temel belirli yaşantılarımızın birleşimi kimlik duygusunu oluşturmakta |
EVLİLİKTE PROBLEM ÇÖZME - 21/06/2021 |
Evliliğin, kimi zaman duygusal rahatsızlıklara, gerilim ve çatışmalara da yol açtığı bilinmektedir. İşte tam da bu noktada sorunlar, gerilim ve çatışmalara karşı uyum için eşlerin problem çözme becerilerinin devreye girmesi gerekmektedir. |
YETİŞKİNLİĞE GEÇİŞ - 30/05/2021 |
Yetişkinliğe geçiş; çeşitli disiplinlerce, kültürden kültüre, zamana ve kişiden kişiye farklı bir şekilde tanımlansa da literatür incelendiğinde bu döneme denk gelen yaşın genel olarak 18-25 yaş aralığı olarak değerlendirildiği görülmektedir. |
Devamı |