Psikolog Randevu Psikiyatrist Randevu Pedagog Tavsiye 0544-7243650
ekremculfa@hotmail.com
Öfke Kontrolü
18/04/2011 ÖFKE KONTROLÜÖfke çok hafif bir tepkiden hiddete kadar farklı yoğunlukta yaşanan bir tepki olmakla birlikte doğal ve sağlıklı bir duygudur. Öfke, bireyin kontrolünden çıkıp yıkıcı hale dönüşürse kişinin okul- iş hayatında, kişisel ilişkilerinde ve genel yaşam kalitesinde sorunlara yol açabilir. Öfke duygusu hem içsel hem dışsal faktörlerle ortaya çıkabilir. Pek çok kişisel (içsel) ve sosyal problemlerin (dışsal) örneğin; sözel ya da fiziksel saldırganlık, toplumsal şiddet, aile içi şiddetin temelinde öfke vardır. O anki öfkemiz bireysel kuruntularımızdan olabildiği gibi daha önceden başımızdan geçmiş ve bizi öfkelendirmiş bazı olaylarda sorumlu olabilir. Kısaca öfke normal, herkes tarafından hissedilen, vazgeçilmeyen, güçlü fakat kontrol edilmesi öğrenilebilen, saldırganlıkla aynı şey olmayan duygumuzdur. Genelde Ne Zamanlar Öfkeleniriz? • Bize (kişiliğimize) karşı saldırıya geçildiğinde. • Kışkırtıldığımız zaman. • Hayal kırıklığına uğradığımız zaman. • Stres altında sağlık haberleri aldığımız zaman. • Haksızlığa yada hayal kırıklığına uğradığımızı düşündüğümüz zaman. • Kendimizi ifade edemediğimiz zaman. • Randevularınızın iptal edilmesi durumunda. • Trafikte kaldığımız zaman. • Tacize uğradığımız zaman. • Birileri tarafından engellenme yaşadığımız zaman vb. gibi. Öfkenin Doğuş Süreci; • Bir olay ya da kışkırtma ile karşılaşıldığında kızgınlığın tohumları çatlamaya başlar. • Öfke duygusu zihinde filizlenir. • Davranışlarımız öfke düşünceleri üzerinde şekillenmeye başlar. • Öfke beslenir ve büyür. Şiddet içeren ve olumsuz davranışların kontrolü giderek zorlaşır. • Kontrol altına alınamayan öfke zamanla egemen hale gelir ve uzun süren, şiddetli, acı verici, tahrip edici düşünce ve davranışları başlatır. Öfkeyi yaşadığımız süre içerisindeki boyutları birbiriyle ilişki ve eşzamanlı olarak aktif olur dersek; • Biliş (düşüncelerimiz). • Duygu (fiziksel uyarılmamız). • İletişim (yansıtma biçimimiz). • Etkileniş (algılayış biçimimiz). • Davranış (sergilediğimiz davranışlar). Öfke duygusu da diğer duygular gibi fizyolojik ve biyolojik değişmelerle birlikte hissedilir. Öfke sonucunda ise vücutsal (fizyolojik) tepkilerimizi şöyle sıralayabiliriz; • Ortamdaki uyaran, öfke duygusunu harekete geçirir. • Stres ve gerginlik başlar. • Enerjiyi arttıran adrenalin salgısı artar. • Nefes- alıp verme sıklaşır. • Kalp atışları hızlanır. • Kan basıncı artar. • Vücut ve zihin ‘’SAVAŞ’’ ya da ‘’KAÇ’’ tepkisi için hazırdır. Öfkemizi doğru yönlendirmezsek, öfkemiz bizi yönlendirir ve kendimizi bir kısır döngünün içinde buluruz. Bu kısır döngüyü kırıp öfke kontrolünü sağlamak için de aşağıdaki yöntemler kullanılabilir. Öfkeyle Baş Etme Stratejileri 1) Gevşeme Bol bol derin nefes alma, bizim için sakinleştirici durum ve manzaraları zihninizde hayal ederek canlandırma gibi teknikler, öfkenizin yatışmasında yardımcı olurlar. Eğer çabuk parlayan kişilerden oluşan bir ilişki içindeyseniz, bu teknikleri ilişkideki tüm tarafların öğrenmesinde yarar vardır. Derin nefeslerinizi alırken, kendi kendinize tekrar tekrar ‘’Gevşe!’’’ ya da ‘’Sakin ol!’’ diyerek telkinde bulunun. Belleğinizden çağırarak ya da hayal ederek sizi gevşetecek bir yer ya da ortamı düşünün ve gözünüzün önüne getirmeye çalışın. Kendinizi zorlamayacağınız, yavaşça yapılan Yoga türü egzersizlerle kaslarınızı gevşetmenize yardımcı olacaktır. 2)Problem Çözme Kızgınlık duyguları zorluklar karşısında yaşanan doğal ve sağlıklı duygulardır. Böyle durumlarda en sağlıklı tutum, önce durumu değiştirip, değiştirmeyeceğimizi araştırmaktır. Eğer durum değiştirebilir haldeyse çözüm yolu araştırmalıyız,eğer değiştirilemeyecek bir durumdaysa, çözüm üzerinde odaklaşmak yerine, en iyi strateji, ‘’SORUNLA YÜZLEŞME’’ dir. Kendinizi puanlandırarak, HEDEFİNİZE ne kadar ulaştığınızı gözlemleyin. (Planlama konusunda sorunlu olanlar, zorluk çekenler ‘’Zaman Yönetimi’’ gibi konularda profesyonel yardım alabilirler) . Elinizden gelenin en iyisini yapmaya çalışın ama yanıtları halen bulamıyor, sonuca hemen ulaşamıyorsanız, kendinizi cezalandırmayın. Soruna iyi niyetli yaklaştığımız, çabalar sarfettiğimiz ve yüzleşme konusunda elinizden geleni yaptığımız halde zaman olayı hemen çözümlenmemişse bile ‘’ Ya hep, ya hiç’’ tarzı düşünmezsiniz. Yani sabrınızın taşma ihtimali de daha düşüktür. 3) İletişimde İyileştirme Öfkeli anınızda aklınızdan gelen ilk şeyi söylemeyin. Yavaşlayın ve asıl söylemek istediğinizi düşünün. Aynı zamanda karşınızdakinin de söylediklerini duymaya ve anlamaya çalışın. Örneğin; Arada sırada yalnız kalmak ya biraz daha özgürlük istiyorsunuz. Ama sizin için önemli olan o yakınınız daha fazla yakınlık ve bağlılık istiyor. İnsanlar olarak hepimizin eleştirildiğimiz zaman savunmaya geçeriz. Bu davranışlar inanın hepiniz için doğal davranışlardır ama sizde saldırıya geçip savaşmayın. Onun yerine söylenenlerin altında yazanı bulmaya asıl söylemek isteneni dinlemeye çalışın. Belki karşınızdakinin asıl mesajı kendisini sevilmiyor ve ihmal ediliyor gibi hissetmesidir. Size düşen gerçek mesajı buluncaya kadar sabırla bekleyip gerekli soruları sormaktır. Ya da belki o ortamdan biraz uzaklaşıp rahatlamak isteyebilirsiniz. 4) Mizaha Yönlenme Mizah her şeyden önce daha sağlıklı, dengeli bir bakış açısı sağlar. Birine öfkelenip de belli sıfatlarla etiketler takmaya başladığınızda bir an durun ve o insanın gerçekten o ‘’ şey’’ ya da öyle olduğunu düşünün. Eğer karşınızdaki insanı benzettiğiniz şeyin ne olduğunu düşünerek kafanızda gerçekten öyleymiş gibi bir resim çizebilirseniz öfkenizin azaldığını göreceksiniz. Çünkü mizah sırasında yaşanılan duygularla, öfkemizin bir arada bulunması mümkün değildir. 5) Çevre Değişikliği Öncelikle kendiniz için biraz ara verin. Gün içinde özellikle stresli olacağınızı bildiğiniz saatlerde, sadece kendiniz için kullanacağınız bir zaman ayırın. Örneğin; Çalışan bir anne, eve geldiğinde kendisine ayıracağı yarım saatlik bir süre olursa, çocuklarının isteklerine, parlamadan daha iyi yanıt verebilir. 6) Düşüncelerinizi Yeniden Yapılandırmak Öfkeli olduğunuz zaman genellikle düşünceleriniz gerçeği yansıtmaktan çok olayların abartılmış, çarpıtılmış bir şekilde algılanmasıdır. Bu gibi durumlarda düşünceleri fark edip yerine daha mantıklı olan düşünceleri koymamız gerek. Mesela ‘’Eyvah her şey kötüye gidiyor!’’ gibi bir şey söylemek yerine’’ ‘’Evet bu bizim için can sıkıcı bir olaydı’’. ‘’Neden sinirlendiğimi anlıyorum. Ama bu olay dünyanın sonu değil ve buna şu an öfkeleniyor olmam bu olayı olmamış hale getirmeyecek’’ gibi hemen alternatif düşünceler üretmeliyiz. Hepimizin farkında olmadan çok sık kullandığı ve bizi kızgınlık duygularına hazırlayan ‘’ ASLA’’ ya da ‘’ HER ZAMAN’’ gibi sözcükleri zihninizde yakalamaya çalışın. Ne gibi derseniz? ‘’Bu asansör asla çalışmaz’’ ya da ‘’ Her zaman telefon etmeyi unutursun’’ gibi cümleler sadece hatalı değildir, aynı zamanda, öfke duygularınızda haklı olduğunuzu düşünmenize yol açar ve bu algılayış şekliniz öfkenizi tırmandırır. Unutmayın ki! Mantık öfkeyi yener, çünkü öfke haklı bir nedene bağlı olsa da çok çabuk mantık sınırlarını aşabilir. Bu yüzden öfkelendiğinizi hissettiğinizde mantığınıza sığının. Kendinize ‘’Yaşamımız süresince iniş-çıkışlar yaşayabiliriz ‘’ i hatırlatmanız daha dengeleyici bir bakış açısını yakalamanıza yardımcı olacaktır. Öfkeli insanlar her şeyde kendilerini haklı görürler. Bu durum adalet, takdir, kabul, onay vb. için de böyledir. Aslında herkesin bu değerlere ihtiyacı vardır. Bu insanlar düşünceleri üzerinde çalışıp beklentilerini karşı tarafa aktarabilmelidirler. Danışmanlık Eğer öfkenizin kontrolünüz dışındaki yoğunluklara çıktığını düşünüyorsanız ilişkileriniz bu duygudan etkileniyorsa, belki onu daha iyi yönetebilmek için profesyonel birinin danışmanlığına başvurabilirsiniz. Yüksek düzeyde öfke yaşayan bir kişinin öfkesinin, danışmanlık aracılığıyla 8-10 hafta (seans) içerisinde orta düzeyde inebildiği araştırmalarla gösterilmiştir. (Eğer öfke kontrolü ile ilgili bir sorun yaşıyorsanız lütfen danışmanlık alınız). 0533 373 81 23 |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
özgüven - 02/03/2012 |
özgüven |
NEOFOBİ - 13/02/2012 |
NEOFOBİ |
Alt Islatma Problemi (Anürezis) - 17/01/2012 |
Alt Islatma Problemi (Anürezis) |
Kararsızlık Nedir? - 02/01/2012 |
Kararsızlık Nedir? |
kARNE SENDROMU - 27/09/2011 |
kARNE SENDROMU |
İŞ STRESİYLE BAŞA ÇIKMA YOLLARI - 27/09/2011 |
İŞ STRESİYLE BAŞA ÇIKMA YOLLARI |
PARANOYA - 27/09/2011 |
PARANOYA |
İlişkide İletişim Hataları - 27/09/2011 |
İlişkide İletişim Hataları |
Okul Fobisi - 27/09/2011 |
Okul Fobisi |
Devamı |