Psikolog Hulya Aydoğan 0532 158 35 55
hulyam__07@hotmail.com
POZİTİF PSİKOLOJİ
29/12/2014 POZİTİF PSİKOLOJİ
Psikolojinin geçmişten beri negatife yönelme eğilimi vardır. Ruhsal veya zihinsel sorunlar yaşayan kişilerde genellikle neyin yanlış gittiğine ve kişinin hayatındaki olumsuzluğun veya olumsuzlukların ne olduğuna odaklanılmıştır. Fakat yakın geçmişte popülerleşen pozitif psikoloji kişilerde olumsuzluğa odaklanmak yerine düşünceyi pozitif yönde değiştirip olumluya odaklanmayı hedeflemiştir. Psikolojinin bu yeni dalında zaten negatiflik ve olumsuzluklar içerisinde boğuşan insanlara hayatlarındaki negatif kısımlar ve karşılaştıkları olumsuz durumları anlattırmak ve odaklanmak yerine neyin ters gittiğine değil nelerin yolunda gittiğine odaklanılma hedeflenmiştir. Özellikle 2. Dünya Savaşından sonra savaş nedeniyle ortaya çıkan zihinsel rahatsızlıklar ve psikolojik problemlerin üzerine gidilmiştir, dolayısı ile psikolojinin pataloji yönü önem kazanmış ve terapistler büyük çoğunlukla kişilerdeki negatif durumlara odaklanmayı uygun görmüşlerdir. Ayrıca yeni yeni kendini gösteren psikoloji alanının bir bilim dalı olarak işe yarar bir alan olduğu kanıtlanmaya çalışılmıştır bundan dolayı da patalojiye önem verilmiştir. Bu durumlardan dolayı psikolojinin pozitife odaklanma kavramı göz ardı edilmiş oldu. Daha sonra dönemin psikologları psikolojinin unutulan 2 kavramına odaklanma gerekliliğini tekrardan ortaya çıkardı (insanların dolu dolu bir yaşam yaşamaları ve yeteneklerinin farkına varmaları) Psikoloji sadece normal veya anormal yada hasta yada sağlıklı olma durumu değildir. Psikoloji kişilerin iş,aşk,eğitim,sosyal çevre ve hayatın her alanında bir bütündür ve asıl amaç yaşamın bu her bölümündeki negatifliklerden kurtulup pozitife ve şükredilecek şeylere odaklanma sağlanmasıdır. Burada amaç olumsuzu def edip tamamen olumluya odaklanmak değildir, olumsuzlukları ve negatifleri kabullenip buna pozitif alternatif baş etme mekanizmaları yaratmaktır. Unutulmamalı ki bir psikolojik rahatsızlığın atlatılması veya negatifin yok olması kişinin mutlu olmasını sağlamaz mutluluk ve mutsuzluk belli bir denge içerisindedir pozitif psikolojinin amacı bu dengeyi doğru bir şekilde kurmaktır. İnsanlara genellikle mutsuzluk ve acı veren durumlar ve olaylar daha gerçek ve daha çok üzerinde düşünülmesi gereken şeyler olarak gelmektedir oysaki mutluluk ve iyi olaylarda en az acı veren olaylar kadar gerçektir ve sanılanın aksine nefret, kin ve mutsuzluk mutluluk, neşe ve iyimserlikten daha kalıcı ve güçlü değildir. Eğer kişi kendi gerçek potansiyelini keşfedebilirse hayattaki zorluklarla, kayıplarla, ölümde daha dirençli bir şekilde başa çıkabilmektedir buradaki asıl amaçta budur. Dikkat ederseniz son zamanlarda kişisel gelişim kitapları, mutluluğun anahtarı konuşu psikolojik kitaplar oldukça tutulmuş hatta bu tarz yazılar, filimler ve kitaplarda bir patlama meydana gelmiştir. Bunun nedeni insanlarında artık hayatın olumlu yanlarını görme çabasına girmiş olmasıdır. Bilimsel olarak yapılan araştırmalarda da çok gülen ve pozitif bir yaşam süren insanların , negatif ve mutsuz bir yaşam süren kişilere göre daha uzun yaşadığı test edilmiştir. Ayrıca mutluluğun ve iyimserliğin fizyolojik alanda da yeri büyüktür örneğin; rahat ve mutlu olduğumuz zamanlarda bağışıklığımızın arttığı ve grip,soğuk algınlığı gibi solunum rahatsızlıklarına daha az yakalandığımız test edilmiştir. Bilindiği üzere kanser vb. birçok rahatsızlıkta pozitif düşüncenin etkisi yadsınamaz bir gerçektir. Biliyoruz ki her gün her an başımıza olumsuz veya kötü bir olay gelebilir psikolojinin bu alanında başımıza gelmiş veya gelebilecek kötü olaylara karşı dirençliliğimizi ve dayanıklılığımızı arttırmak ve kendimize öz saygımızı tamir etmektir. İnsanların karakterinde yer alan mutluluk ve iyimserlik kavramlarının %50 si genetikle gelmektedir yani aileniz pozitifse sizde %50 onlardan kalıtsal olarak bu karakter özelliğini alırsınız. Fakat pozitiflik veya negatiflik aynı zamanda %50 çevreyle ve sosyal yaşantımızla alakalıdır yani aslında mutluluk tamamen bizim elimizde ve bizim çevremizdedir önemli olan kendimizin ve potansiyelimizin farkına varıp olumluya odaklanabilmededir. Eğer sizde hayatın tüm bu olumsuz yönleriyle boğuşmaktan bitkin düştüyseniz gelin olumsuzluklarınızı hafifletelim ve zihninizin girdiği bu dipsiz kuyudan sizi çıkartalım. Aslında yaşamdaki temel amacımız mutlu ve tatminkar bir hayat sürmektir fakat bazen gözümüzün önündeki mutlulukları ve zaten avucumuzda sakladığımız kendi gücümüzü keşfedemeyiz burada amaç size aslında kim olduğunuzu , neler yapabileceğinizi ve aslında hiçte sandığınız kadar çaresiz ve mutsuz olmadığınızı hatırlatmak. Ayrıca dini ve maneviyatı da içine alarak sizi terapi etmeyi amaçlayan bu alanda sizlere yardımcı olabileceğimizi düşünüyoruz. HÜLYA AYDOĞAN
|
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
NARSİSTİK KİŞİLİK BOZUKLUĞU - 14/01/2015 |
Depresyondan sonra şu anda çağımızın artan rahatsızlığı olarak adlandırabileceğimiz narsistik kişilik bozukluğu olarak adlandırılan rahatsızlığı yakından inceleyelim |
BİLGİSAYAR VE İNTERNET BAĞIMLILIĞI - 23/12/2014 |
Günümüzde hemen her evde ve her iş yerinde yer alan hayatımızın her alanına sızmış olan internet ve bilgisayarların kullanılış amaçlarını ve günümüzde kaide değer bir oranda artmış olan internet bağımlılığını gelin biraz yakından inceleyelim. |
cocuğunuzu tanıyın - 13/12/2014 |
çocuklarla iletişimimize ve davranış stillerimize ışık tutacak bu makaleyi ilgileniyorsanız lütfen okuyun |
POST TRAVMATİK STRES BOZUKLUĞU (PTSD) - 13/12/2014 |
dünyada her iki kişiden biri hayatı boyunca travmatik bir olay yaşamıştır sizde buna benzer bir olay yaşayıp yada gözlemleyip etkisinden çıkamadıysanız bu yazımızın ilginizi çekeceğini ve yararlı olabileceğini düşünmekteyim |
BORDERLİNE - 13/12/2014 |
if you interested in borderline or you or your friends or relative suffer from borderline you can read this article in this article ; describe of borderline , researches about borderline and treatment stiles |